Yeşil Badana
881
post-template-default,single,single-post,postid-881,single-format-standard,bridge-core-2.1.2,qode-news-3.0,translatepress-tr_TR,ajax_fade,page_not_loaded,,vertical_menu_enabled,qode-title-hidden,qode_grid_1300,side_area_uncovered_from_content,qode-content-sidebar-responsive,qode-theme-ver-19.9,qode-theme-bridge,disabled_footer_top,disabled_footer_bottom,qode_header_in_grid,wpb-js-composer js-comp-ver-6.1,vc_responsive,elementor-default,elementor-kit-219

Yeşil Badana

Sürdürülebilirlik bugün hemen her alanda karşımıza çıkan bir kavram. Özellikle iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini yaşamaya başladığımız son yıllarda tüketicilerin çevre hassasiyeti arttıkça markaların da sürdürülebilirlik vaatleri de artmaya başladı. Peki, ne kadarı verdiği sözleri tutabiliyor ve vaatlerini yerine getirebiliyor, işin bu noktası tam bir muamma. Çünkü şirket ve markaların çoğunun ‘yeşil’ ve ‘çevre dostu’ söylemleri aslında gerçeği yansıtmıyor. Türkçe’de literatüre Yeşil Aklama diye geçiyor ama ben ‘Yeşil Badana’ kavram daha sert ve uygun buluyorum. Aslında çevresel farkındalığın ivme kazanmaya başladığı 1960’ların ortalarına kadar uzanan bir geçmişe sahip. Sürdürülebilirlik popülerleştikçe yeşil aklama ile karşılaşma olasılığımız daha da artıyor.


Tüketicilerin etkileyici bir şekilde %70’i sürdürülebilir ürünler için daha fazla para ödeyeceğini belirtiyor. KPMG Sürdürülebilirlik Raporlaması Anketi, anketin ilk kez yayınlandığı 1993 yılından bu yana sürdürülebilirlik raporlamasındaki muazzam değişimi takip ediyor. 30 yıl önce şirketlerin yüzde 12’si sürdürülebilirlik raporları yayınlıyordu, ancak bugün bu rakam dünyanın en büyük şirketleri arasında yüzde 80 ve yüzde 90’ın üzerinde. Dünya çapında şirketlerin büyük çoğunluğu karbon emisyonlarını düşürme taahhüdünde bulunuyor.

Ne yazık ki şirketlerin çoğu bunu bir reklam ve pazarlama unsuru olarak kullanarak ‘Yeşil Aklama’ yapıyor. Gerçek anlamda sürdürülebilir olmanın ve ekonomik, sosyal ve çevresel sorumlulukları yerine getirmenin yolu ise bu konuda kararlı bir şekilde ilerleyerek tutarlı aksiyonlar almaktan ve tüketicilerle şeffaf bir iletişimi benimsemekten geçiyor.

Ama bir ikilem var. Almanya merkezli Yeni İklim Enstitüsü 2022 Şubat ayı raporunda, söz veren kurumlarında aralarında bulunduğu 25 büyük şirketin, yıllık net sıfır karbon hedeflerini tutturamadığı vurgulanıyor. Hemde fark çok.

Aynı evin içinde birbirimizi kandırmak için çaba harcıyoruz.