Özür Dilerim.
843
post-template-default,single,single-post,postid-843,single-format-standard,bridge-core-2.1.2,qode-news-3.0,translatepress-tr_TR,ajax_fade,page_not_loaded,,vertical_menu_enabled,qode-title-hidden,qode_grid_1300,side_area_uncovered_from_content,qode-content-sidebar-responsive,qode-theme-ver-19.9,qode-theme-bridge,disabled_footer_top,disabled_footer_bottom,qode_header_in_grid,wpb-js-composer js-comp-ver-6.1,vc_responsive,elementor-default,elementor-kit-219

Özür Dilerim.

Önce duralım.

Bir gerçeği kabul edelim, anlaşalım.

Özür dilemekten kaçınmak veya özür dilemeyi olabildiğince geciktirmek için binlerce mazeret  bulmaya yatkınız.

Sevmiyoruz yani.

 .- Var mı diyeceğin.

Özür dilemek rahatsız edici ve riskli.

.- Mahalle baskısı da var.  

Statü hiyerarşisini yeniden düzenleyen ve bizi en azından geçici olarak karşı tarafa borçlu kılan bir  algıyı körüklüyor.

Bir güç kaybı gibi algılanıyor.

Bu nedenle, insanların hatalar üzerinde durmaktan veya dikkati üzerlerine çekmekten kaçınmaya çalışmasına şaşmamalı.

Devam edelim.

Peki, kurumlar özür diler mi ?

.- Yüzünüzdeki müstehzi gülüşü görüyor gibiyim.

Özür dilemek, kurumsal anlamda daha da zor.

Çünkü zor zamanlarda liderlerin, kurumların, paydaşların aklı ve yüreği çok karmaşıklaşır. Özür dilemek ya da özür dilememek masaya gelir, ama orada durur, çünkü bu bir karar sürecidir.

.- Sıcak patdis ( hot potato )

Doğası gereği özür önlenebilir krizlerde de kullanılması gereken bir stratejidir.

Peki, eğer özür dilersen, ne zaman ve nasıl özür dileyeceksin ?

.- Dilemeli misin ?

Öte yandan sessiz kalmak sanki umursamıyorlarmış gibi bir konuma da sizi hızlıca itebilir.Samimiyetsiz itiraflar da krizleri daha da kötüleştirebilir.

Zamansız veya çok geç bir özür ise, artçı tsunamiler yaratır.

İnsiyatif kaybedilir, algı kontrolden çıkar.

.- Sonra ‘ben köyüme gidiyorum’ diye mesaj atarsınız.   

Ne kadar kritik değil mi ?

Özür dileyip dilememeyi düşünürken deneyimli liderler bile karamsarlığa ve kararsızlığa saplanabilir.

Çünkü özürün sonrasında olacakları kestirmek, liderler için, kurumlar için ve krizin sisli ortamında paydaşlar için de kolay değildir.

Kaçmak kolaydır.

Karmaşık, tartışmalı bir dil, kibirli bir ton kurumun tüm paydaşları tarafından anlaşılmaz.

Yarım olursa da bu özür genellikle ‘bir endişe ve pişmanlık ifadesi’ olarak işitilir. Karşı tarafta – paydaşlarda – bir yansıması da olmaz.

Karşınızdaki insanlar söylediğinizi bir ‘talep’ olarak işitirse karşısında iki yol ayrımı görür: boyun eğmek ya da baş kaldırmak. Birini seçer.  

Paydaşları eleştirir ya da yargılmaya da başlarsanız bu sadece sizi rahatlatır, anlaşılmaz. ve dedikoduyu tetikler.

Oysa tam bir özür metni özünde durumu (ve/veya) krizi kabul eder, sorumluluğu atmaz ve ne yapılacağına dair bir yön verir.

İçerik: net, olumlu, somut eylem dilinde ve belirsizliği yok eden bir tonda olmalıdır.

Bir kurumun paydaşları – içeriği doğru kurgulanmış yani samimi ve zamanında yapılan bir özüre değer verir.

Tecrübeyle sabittir.

-. Bir adım daha ileri gidelim. Nasıl ? sorusuna bakalım.

Dr. Gary Chapman ve Jennifer Thomas tarafından 2007 yılında yazılan ‘Özür Dilemenin Beş Dili’ (The Five Languages of Apology ) adlı bir kitapta ‘Nasıl özür dileyebiliriz’?‘ sorusuna cevap aranıyor.

. – Özür dilemenin de bir  formülü, bir dili de var yani.

Kitabın temeli bir araştırmaya dayanıyor.

Dr. Chapman ve Thomas’a göre, özür dilemenin dilinde beş önemli bulunması gereken kriter var. Bu anlam bütünlüğün korunması ve samimi işlenerek, zamanında kullanılması çok önemli.

Pişmanlığı ifade etmek

-. ‘Özür dilerim.’

Sorumluluğu kabul etmek.

-.’Yanılmışım.’ ve / veya ‘Hatamı kabul ediyorum’

Gereğini yapmak, onarmak.

-. ‘Bu durumu düzeltmek için ne yapabilirim ? ‘ ve / veya  ‘Bu durumu düzeltmek için….yapacağım’ ( somut )

Gerçekten söz vermek, düzeltmek.

-. ‘Bunu bir daha yapmamaya çalışacağım.’ ‘Şuna dikkat edeceğim’

Af dilemek.

-. ‘Beni affeder misin?’

Özel veya kurumsal, karar verildikten sonra, bu 5 ifadenin samimi bir yaklaşımla içeriğe işlenmesi gerekiyor.

Bana kalırsa, ‘Özür Dilemenin Beş Dili’ kitabı ( The Five Languages of Apology ) iletişim ve iş zekası adına büyük katkı sağlıyor.

 …

Pablo Neruda.

Nüfus kağıdında yazan adı ; Ricardo Eliezer Neftalí Reyes Basoalto.

Şilili yazar ve şair.

Sözcüklerin içine kattıklarıyla her birini ayrı bir dünyaya dönüştürüyor.

Neruda’nın yaşamını anlatan ‘Yaşadığımı İtiraf Ediyorum’ kitabı olağanüstü. Benim anılarım hayaletlerle dolu bir galeridir” diyor Pablo Neruda. Bu kitapta çocukluk yıllarda çektiği sıkıntılar, eğitim yıllarının güçlükleri, aşkları ve siyasi mücadeleleri var.

Arkadaşı olan şairler de var kitapta ismi geçen. Bunlardan biri de Nazım Hikmet. ‘Moskova’da çok büyük bir şairle buluştum’ diye yazıyor kitapta. Nazım Hikmet’ten çok etkilenmiş, ona yazdığı bir şiiri de var Neruda’nın.

‘Yaşadığımı İtiraf Ediyorum’ kitabında Pablo Neruda ‘özür’ ile ilgili bir tanımlama da yapıyor. 

‘Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir. İhtiyaç kalmaz’

Nefis.