Dil Zekası.
727
post-template-default,single,single-post,postid-727,single-format-standard,bridge-core-2.1.2,qode-news-3.0,translatepress-tr_TR,ajax_fade,page_not_loaded,,vertical_menu_enabled,qode-title-hidden,qode_grid_1300,side_area_uncovered_from_content,qode-content-sidebar-responsive,qode-theme-ver-19.9,qode-theme-bridge,disabled_footer_top,disabled_footer_bottom,qode_header_in_grid,wpb-js-composer js-comp-ver-6.1,vc_responsive,elementor-default,elementor-kit-219

Dil Zekası.

Lev Vygotsky.

Rus psikolog.

Düşünce ve Dil’ kitabında düşünmenin içselleşmiş bir konuşma olduğunu söylüyor.

Bir başka deyişle; sosyal öğrenme gelişimden, ilişki ve iletişim de zihinsel büyümeden önce geliyor.

Vygotsky, zekanın belirlenebilen statik bir şeymiş gibi ölçümlenmesine karşı çıkıyor.

Önemli olanın kendi ilişki alanımız içindeki insanlarla birlikte deneyimlemek, öğrenmek ve ilişki kurmak olduğunu vurguluyor.

Her şeyi değiştirebileceği, her şeyi iyileştirebileceği ve kendine uyarlayabileceği inancıyla beslenen insanoğlunun en büyük yanılgısı.

Halbuki, daha deneyimli ve becerikli kişiler ile kurulan ilişkiler bizi daha ileriye götürüyor.

Kaliteli iletişim, ilişki ve deneyim ile öğreniyoruz çok net.

Ancak bu durum – yani ilişkiler ve iletişim – hayatımız boyunca kurmaya çalıştığımız ‘Kağıttan Kule’ gibi.

Güven yok olursa, yıkılıyor.

Öte yandan, ‘Açık iletişim’in yanlış anlaşılmış bir konuma sahip hayatımızda.

Her şeyi değiştirebileceği, herşeyi iyileştirebileceği ve kendine uyarlayabileceği inancıyla beslenen insanoğlunun ikinci en büyük yanılgısı.

Açık sözlü olmak, içi dışı bir olmak, ağızına geleni söylemek değildir.

Çünkü akıl süzgecinden geçmeyen her sözcük karşı tarafta bir yansıma bulamaz.

Yankı yaratır.

Söylediklerin kayaya çarpar.

Akıllara ve yüreklere konuşamazsın.

‘İletişim ve Algı Yönetimi’nin insan hayatının her yerinde yer bulan güçlü bir konu olmasının temel nedeni, bir değişimi tetiklemesi ve etki yaratmasında yatıyor.

İnsanın doğru zamanda doğru kelimeyi kullanma yetkinliğini kazanma sorumluluğu var. 

Herşey bir yansıma yaratmakla ilgilidir.

Yankı yaratmakla değil.

Başka bir noktaya adım atalım.

Bazı lider ve yöneticilerin sık kullandığı bir söylemdir.

Ekibi veya kendine bağlı olanları karşısına alır ve ‘Hiçbir zaman sorun duymak istemediğini’ vurgular.

Söylemini şöyle düzenler, ‘Bana sorun getirmeyin, kendi aranızda çözün 

İçinizden ‘e ne var bunda’ dediğinizi duyar gibiyim.

Bu davranış ve dil, aslında doğru gözükse de, içinde tuzaklar barındırır.

İletişime, bir sorun olduğunda, kilit vurmak risklidir.

Böyle bir dil kullandığınızda sorunları çözemeyen ve desteğe ihtiyaç duyan insanlar her durumda size ‘Herşey yolunda’ cevabını verir.

Konuyu kapatır.  

İnsanları ‘sorunları gizlemeye’ ve ‘geçiştirmeye’ teşvik eder.

İletişim, etki yaratmak işidir.

Ağzına geleni söylemek, düşünmeden konuşmak akıl işi de değildir.

Başka taraftan bir bakalım.

İnsan doğasının iki temel bileşeni var .

Bilmek ve yapmak !

Sadece bilince olmuyor değil mi ?

Yapmak gerekiyor.

Gerçekleştirmek yani ortaya koymak, iletişim sürecinde akıllı, dikkatli olmak, algıyı açık tutmaktan geçer.

Çok bilmek yetmiyor.

Yapacaksın.

Rahmetli annemin dediği gibi.

‘Önce aklın, sonra dilin evladım’

Michelangelo‘nun Davut heykeli

Muazzam bir başyapıt.

1504 yılında Floransa’da şehrin içinde 4 saatlik yolculuğun ardından, 5 metre büyüklüğündeki Rönesans’ın bu en büyük şaheseri Piazza della Signoria’ya ulaşır.

Tahta bir kafes içerisinde, yağlı direkler üzerinde kaydırılarak büyük emekle taşınır.

Michelangelo bu başyapıtı tamamlamak için tam 3 yıl emek verir.

Bitirdiğinde 30 yaşında bile değildir.

Davut heykeli atıl durumda olan, tek bloktan oluşan bir mermerden doğar.

Michelangelo, Davut heykelini daha önce iki heykeltıraşın kenara attığı bu blok mermerden yapar.

Başkasının çöpü, bir başkasının hazinesidir.

Rönesans dönemine damga vuran bu heykel, Michelangelo’nun itibarının mermeridir.

Vura vura tam 3 yılda ‘Davut’u ortaya çıkarır.

Michelangelo’ya, tek bloktan, bu detayda bir heykeli nasıl ortaya çıkardığı sorulur.

Mermerden Davut ile ilgili olmayan şeyleri attığımda kendiliğinden ortaya çıktı.” diye cevap verir.

İletişimde mükemmellik, akıl ve emeğin yoğrulmasıyla ortaya çıkar.

Hiç bir zaman tesadüfi değildir . 

Ağzına geleni söyleyerek, başkalarının sözleri, hatta dili ve yazılarıyla yankı yaratırsın.

‘Önce aklın, sonra dilin evladım’