Biz Kimiz? Amacımız Ne?
897
post-template-default,single,single-post,postid-897,single-format-standard,bridge-core-2.1.2,qode-news-3.0,translatepress-tr_TR,ajax_fade,page_not_loaded,,vertical_menu_enabled,qode-title-hidden,qode_grid_1300,side_area_uncovered_from_content,qode-content-sidebar-responsive,qode-theme-ver-19.9,qode-theme-bridge,disabled_footer_top,disabled_footer_bottom,qode_header_in_grid,wpb-js-composer js-comp-ver-6.1,vc_responsive,elementor-default,elementor-kit-219,elementor-page elementor-page-897

Biz Kimiz? Amacımız Ne?

Neye nasıl bakarsan o da sana öyle bakar.’ (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî)

…diyerek başlamış kitabını yazmaya Uğurcum.

Bunu bir kenara koyalım, zamanı biraz geriye alalım…

Yıl 2022, aylardan Nisan, güneş açtı ve yeni bir yaz mevsimi yaklaşıyor heyecanı kapladı yüreğimizi. Uğur’un “Onbeş…Yirmi…” adlı makalesinde de bahsettiği gibi “her günümüz bir yaz mevsiminin güneşli gününü düşleyerek geçiyordu.” 

Bir sabah uyandığımda salonun duvarında yer alan, her yılbaşı ailecek büyük bir heyecanla hazırladığımız –niyet listemizde- yeni yazılmış bir satır gördüm. 

“THERE IS NO TOMORROW…” (YARIN YOK…)

Bir ürperti kapladı içimi, ama hemen kovaladım bu hissiyatı, kahvemizi demledim. Uğurcum ile kahvelerimiz eşliğinde her zaman ki sabah sohbetimizi yaptık. Herkes işinin başına geçti. Hayat normal akışında devam ediyordu. 

Bir kaç hafta sonra yine normal rutinde bir sabaha uyanmıştık ki, herşey bir anda alt üst oldu. 

‘Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? ‘  demiş Şems-i Tebrizi; hiç de öyle kolay değil Sayın Şems hayatın alt üst olması dediğin…

Hastane, kalp krizi, ameliyatlar, sonsuz mücadele derken bir Haziran sabahı canım hayat arkadaşım, Uğurcum başka bir aleme göç etmeye karar verdi. Durduramadım gidişini… O anda hayat “Nalbands” için bir anda durdu. 

Uğur’un hep söylediği gibi “Mukadderat” tecelli etmişti.

Şimdi mi? Şimdi hayat yine o günde durduğu yerde duruyor aslında, ama bir yandan da eskisi gibi devam etmese de ilerliyor mecburen. 

Bugün de Uğur’un emanetlerine sahip çıkma zamanı. En büyük arzularından biri, Stratejik İletişim üzerine yazmaya başladığı ilk kitabını -KAĞITTAN KULE- yi tamamlamak ve yayınlamaktı 2022 yılında. Kısmet olmadı…

Uğur hemen hemen her sunumuna “Yürekleri ve Akılları Kazanmak” diye başlardı. 

Biz kim miyiz? Uğur’un birlikte çalıştığı, dokunduğu, iz bıraktığı, bu hayatta kazandığı bir grup “Yürekler” ve “Akıllar”ız biz. Hepimiz gönüllü olarak “Kağıttan Kule”yi tamamlamak üzere yola çıktık. 

Amacımız, Uğur Nalbantoğlu’nun iletişim konusunda verdiği emeğin değerini yaşatmak, “İnsan.Strateji.İletişim.” kavramlarına dayandırdığı kitabını tamamlamak, bugüne kadar blog’unda paylaştığı “Düşündüğüm”, “Dinlediğim”, “Anlattığım” dediklerini hem blog hem de sosyal medya hesaplarında paylaşarak yeni nesil iletişimcilere rehber olmak. Bu vesile ile de oğlumuz Efelerin Efe’sine ve hatta doğacak torunlarımıza bir anı, bir miras bırakmak…

Destek veren, emek sarfeden, Uğur Nalbantoğlu’nun kıymetini bilen, yazıları ile katkı sağlayan ve  bana bu yolda eşlik eden herkese şimdiden teşekkür ederim. 

Saygılarımla, 

EBRU NALBANTOĞLU

İletişim : [email protected]